TEPKİ DEĞİL YAKLAŞIM GÖSTERİN

Bir kitaba başlarken ve bir kitabın ardından serisinden olan on dördüncü kitabımız ““tonguefu – sözlü dövüş sanatı “ nın detaylı paylaşılması ile ilgili bir önceki yazımızda bir giriş yapmıştık. Evet “tongue fu – sözlü dövüş sanatı “kitabının reçeteleri başlığında yer alan“TEPKİ DEĞİL YAKLAŞIM GÖSTERİN” ile ilgili birlikte yolculuğa çıkalım bakalım.
Tüm yaşamımız boyunca ister bir dakika ister günlerce temas ettiğimiz, birlikte yaşam yolculuklarının belirli bölümlerini yaşadığımız bireylerin farklı düşünce yapıları, farklı düşünce yapıları olmazsa da düşüncelerini farklı şekilde ifade etmesi kaçınılmazdır. Evet diyeceksiniz ki bireylerin farklı düşünce yapıları ve ya düşüncelerini farklı olarak ifade etmelerinden daha normal olan ne olabilir ki? Pekiyi neden ifade edilen düşüncelere hemen
tepki gösteriyoruz ve hatta restleşmeye – kavga etmeye, sırt dönüşlerine kadar gidiyoruz.?
Cevabımız bireyin düşüncesi ve-ya düşünce ifade tarzı bizi çileden çıkarttı, tahammül sınırlarımızı aştı olabilir. Bundan dolayı da kendimizce haklı olarak tepki gösterme durumuna giriyoruz diyebiliriz. Aslında sonucu yıpratıcı olan tepki gösterme durumunda haklı olup olmama ne kadar önemlidir? “TEPKİ DEĞİL YAKLAŞIM GÖSTERİN” olgusu ile yüz de yüz haklı dahi olsanız ilk tepkinizin kazançlar yerine kayıplar getirdiğini özellikle ilk anda karşımızdaki bireye tepkisel olarak değil bir yaklaşım göstererek kendini ifade etmenin
kazanımları vurgulanmaktadır tepki de yargı var yaklaşımda anlama çabası var. Gerçekte ilk
tepkinizden yola çıkmak her zaman faydadan çok zarar getirir. ilk tepki çok kritik
veee “ÖFKEYLE TEHLİKE ARASINDAKİ MESAFE KILDAN İNCEDİR”
İlk tepkimize biraz daha dikkat edersek neler kazanabiliriz ve ilk tepkimize nasıl dikkat
edebiliriz. Cevaplarla zenginleştirmeye ne dersiniz?
Gelecek paylaşımımız da kitaba dairleri paylaşmaya devam etmek üzere erdemli anlar
yaşayalım.
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

BİR KİTABA BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN: “KIYMETLİ ŞEYLERİN TANZİMİ “ SEZEN ÜNLÜÖNEN

Merhaba değerli dostlar “Saraysız Başkan” kitabı ile başlatılan – “BİR KİTABA
BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN” paylaşımlarının on üçüncü kitabı olarak
“KIYMETLİ ŞEYLERİN TANZİMİ gerçekleştirmeye ne dersiniz?
Kitaplarımın çoğunu kardeşim Bayram Evran aracılığıyla okuyorum Bayram Evran kardeşim
hem maddi hem de manevi sponsorum aa maddi ve manevi sponsor kavramını çok sevdim
şimdi yazarken döküldü bu satırlara belki bir sonraki buluşmamız da paylaşım yolculuk
durağında “Maddi ve Manevi sponsor- sponsorluk” ile ilgili yazarız – beyin
fırtınasında bulunuruz.
“KIYMETLİ ŞEYLERİN TANZİMİ kitabını elime aldığımda kitabın kapağındaki başlığı
bana bir soru sordurttu hayatımızda ne mühim – önemli ve önceliği var ve de önemli –
mühim ve önceliği olan şeyleri nasıl tanzim ederiz? Kitap diğer okuyuculara bu soruyu
sordurabilir mi? Bilemem kitapta cevap var mı? Hem var hem yok gibiydi.
Kitap oldukça yalın, anlaşılabilir ve kendi keyfince akıp gidiyor. Kitabı ne zaman elinize
aldınız ve de ne zaman bitti farkında dahi olamıyorsunuz. Günün her anında karşılaşılabilen
hayat karelerini sizin biraz önce karşılaştığınız olaymış ve insan mış gibi aktaran kitap.
İlişkilerin birbirinden habersiz gerçekleşmesini ve de çağa damgasını vuran yalnızlık ile
birlikte bireylerin yaşadıklarını, sorunlarını ve dalgalanmalarını dinlemeden ne var canım
gül gibi hayatın var işte deyip tecrübe aktarmaya girişimi de bir daha bir daha bu kitapta
da görüyorsunuz.
Her bireyin hayatını etkileyen ve de davranış modelini vurgulayan önemli şeylerin nasıl
tanzim edildiğini ve bu tanzim edilen şeylerin verdikleri mesajlar diğer bir değişle ağzı açık
bavul, bir masa örtüsü bir yemeğin servis edilmesi çay demlemek yerine süzen poşet çay
içmek…..vb

Veeee sizin kitapta bulacaklarınız.
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

 

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

BAĞLANMA KORKUSU

BİR KİTABA BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN: “BAĞLANMA KORKUSU –
– evet de diyemiyorum, Hayır da ! ” STEFANIE STAHL
Merhaba değerli dostlar “Saraysız Başkan” kitabı ile başlatılan – “BİR KİTABA
BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN” paylaşımlarının onikincisini  “BAĞLANMA KORKUSU – – evet de diyemiyorum, Hayır da ! ” STEFANIE STAHL

ile gerçekleştirmeye ne dersiniz?
Bu kitabı da bazı kavramların netleştirilmesi ve de bazı olguların farklı perspektiflerde nasıl
ele alındığının öğrenilmesi adına İstanbul Teknik Üniversitesinden

Kerem Şenoğlu  arkadaşımız önerdi.
Kitap ilk anda hem gel git ler hem de evet ya bu ve de yazar oldukça fazla danışan ile çalışmış ve-ya oldukça iyi sayıda BAĞLANMA KORKUSU VAKALARI – YAŞANMIŞLIKLARI  DİNLEMİŞ DEDİRTTİ. İlişkinizde gel git ler , sorgulamalar, çalkantılar, kızgınlık, öfke,  ilişkiyi, ilişkide olduğunuz bireyin davranışlarını değerlendirmediğiniz de ve de
değersizleştirmeyi yaşıyorsanız okunacak bir kitap. Aslında “BİR KİTABA BAŞLARKEN VE
BİR KİTABIN ARDINDAN” serisi kapsamındaki paylaşımda kitap önermek amaç değil
sadece okunan bir kitap var okuyucusu da bunların farkına vardı diyebilmek. Bu
paylaşımda evet okuyucu nelerin farkına vardı olgusu ile birlikte kitabı önermeye kadar
gidiyoruz. Tercih yine de sizin doğal olarak.
Kitapla gelenler
 Bağlanma korkusunun dışavurumları
 Bağlanma korkusunun nedenleri
 Bağlanma korkusunda annenin – babanın rolü
 Kadınlarda ve erkeklerde bağlanma korkusu
 Bağlanma korkusunu aşmanın yolları
 Bağlanmaktan korkanların partnerleri için öneriler
 Daha aşık olmadan önce , onu terk etmeye hazırlanırım- Robbie Williams
 İşi bahane etmek
 Hastalığı bahane etmek
 Aldatmak
 Sekizinci ay korkusu
 İlişkiler teslim olmamak
 Özdeğer duygusu
 ….
Veeee sizin kitapta bulacaklarınız.
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

 

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

KENDİNE MEKTUP- KENDİNE SESLENİŞ-KENDİNE HİTAP – KENDİNLE DİYALOĞA GEÇMEK II

Merhaba değerli dostlar daha önceki birinci kendine mektup ta yakın zamanda bir şirkette gerçekleştirilen sıra dışı iletişim uygulamaları çerçevesinde katılımcılara kendilerine mektup yazmaları ve aslında kendilerine seslenmeleri rica edildi.

Bu kapsamda Aysel Evran’da sabah ve öğlen oturumlarında iki mektup yazdı. Aysel Evran’ın öğlen oturumunda yazdığı ikinci mektubu şimdi sizlerle paylaşıyoruz.
Merhaba Evran, bugün kendine yazdığın ikinci mektup. Sabah ki mektup ta kendine
mektup yazmamanın üzerinden ne kadar zaman geçtiğini yazdın ve şimdi de neredeyse aradan 3 saat geçmeden ikinci mektuba dairler döküldü bu tertemiz beyaz sayfaya. Yazmak ve yazmak. Yazmak konuşulmayanların kağıda dökülmesi midir? Hayallerin ete kemiğe bürünmesi mi dir? Veya hayallerin vücud bulma telaşı mıdır? Yolculuklar serisine çıkış mıdır? Tüm bu soruların cevabı hem evet hem de hayır olabilir. Tüm bu soruların cevabının evet veya hayır olması neyi değiştirir acaba? Değişmeyen bir gerçek var ki, duyguların, düşüncelerin, hislerin, hayallerin, sorgulamaların, itirafların, arzu ve isteklerin, izlerin, iz bırakma telaşlarının, anıların, paylaşımların , paylaşılmak istenenlerin harfler aracılığıyla kelimelere, kelimeler aracılığıyla cümlelere, cümleler aracılığıyla paragraflara dönüşenlerin bir yaprakta yerini bulmasıdır.

Sabah ki yazımda Avusturya’da bir evimin olduğunu bu evde kitap yazmaya başladığımı ve de sabahki oturumda bulunan katılımcıları Avusturya’da verdiğim sohbetlere davet ettim.

Öğlen oturumuna katılan siz değerli katılımcıları da bekliyorum.
Tekrar yazma eylemine döneceğim, harflerle dansın düşüncelerde, hislerde yerini bulması, kendimi bir yerlerde bulmanın huzurunda ve keyfindeyim. Yazma eylemi, yazmak var oluştur, yazmak hayattan pay almaktır. İyi ki yazabiliyorum teşekkürler yazdırma gücü verene Veeee siz ne zaman kendinize seslendiniz ? kendinize mektup yazdınız? Ne zaman kendiniz ile diyaloga geçtiniz.
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın.

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

İLETİŞİM Mİ ? DİYALOG MU?-1

Merhaba değerli dostlar hangi meslekte olursak olalım, amacımız ne olursa olsun bir
şekilde günümüzün yarısından fazlasını iletişim halinde olmak ile geçiriyoruz.
Başarının, başarısızlığın sırları olarak sürekli karşımıza iletişim yeteneğinin gelişmesi,
etkili iletişimin gerçekleştirilmesi olgusu çıkmaktadır. Etkili-verimli- başarılı iletişim
sırlarında iyi bir dinleyici olmak, anlaşılmaktan önce anlamaya çalışmak, ses tonu,
dilin doğru kullanılması…. Vb parametreler sıralanmaktadır. Ve fakat geçmişten
günümüze kadar gelen ve yirmi birinci yüzyılda daha çok vurgulayıcı olmaya başlayan
ve de etkili iletişimin sırlarının küme parametrelerinden önce ve-ya bu parametreler

kümesinde bir olgu ile ilgili sorgulama başladı iletişim mi? Diyalog mu? İletişimin
amacında olguyu, düşünceyi, haberi, hissi, mesajı…. iletme çabasına
odaklanıldığından tek yönlü monolog olma ihtimali olabilir. İletme çabasına
odaklanıyorsa iletişim amacına ulaşmamış olabilir, iletişimin yerine diyalog mu? Yoksa
iletişim diyalog şeklinde olmalı mı? Sizin cevaplarınız nelerdir?
Gelecek cevaplarla zenginleştireceğimiz “İLETİŞİM Mİ? DİYALOG MU ? –II “ de
devam edeceğiz

İletişim de mi? Diyalog da mı kalmalıyız
Görüşmek üzere iyi çalışmalar – iyi günler
Sevgiler-saygılar
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

 

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®