GÜN BATIMINI SEVMEK – İNSAN ÜSGÜN OLUNCA GÜN BATIMININ TADINA DAHA İYİ VARIYOR.

GÜN BATIMINI SEVMEK – İNSAN ÜSGÜN OLUNCA GÜN BATIMININ TADINA DAHA İYİ VARIYOR.
Gün batımı neden sevilir? Gün batımı ile hüzün neden birlikte anılır? Hüzün de ve hüzün ile ilişkili gün batımı yeni bir açılım mıdır? Gündüz kadar aslında geceye de ihtiyaç vardır. Tüm aydınlanmalara karanlıklar da mı gelişir.
KÜÇÜK PRENS KİTABI İLE GELENLER : GÜN BATIMINI SEVMEK
Zaman zaman okuduğunuz bir kitap size yüzlerce kitap okunmasına neden olur ve-ya yüzlerce sayfa yazdırır. Daha önce okuduklarınızı, duyduklarınızı, işittiklerinizi, gördüklerinizi algıladıklarınızı, yaşadıklarınızı veya yaşayamadıklarınızı sentezleyerek bir potada erittirir ve yeni yepyeni bir oluşuma neden olabilir. Bu okunan kitap kadar sizin sentezleme, bir araya getirme ve bir potada eritme arzu- istek ve hissinde de olmanız gerekir. Zira Küçük Prens kitabını daha önce defalarca okumuş ve okutma seanslarını gerçekleştirmiş birisi olarak daha önce böyle bir araya getirme, çerçevelendirme isteği oluşmamıştı galiba. Şimdi şu anda nasıl bir his nasıl bir algılama oluştu ki, Küçük Prens kitabında okunan nerdeyse her bir satır bir koleksiyon serisi oluşturma telaş sarmalına sardırdı.  Koleksiyon serisinin parçalarından birisi de “GÜN BATIMINI SEVMEK” ifadesi oldu.
Evet hemen hemen herkes gün batımını sever. Neden acaba ? gündüzün telaşı bittiği için mi? Gün içerisindeki yoğun, derin ve belki de biraz yorucu olan koşuşturmanın sakinleşeceği için mi? Gündüz kendinden kopuş, kendine yabancılaşmanın verdiği huzursuzluğun gün batımı ile kendine dönüş kendin ile yeniden tanış olmak için mi? EVET NE DERSİNİZ SİZİN SORULARINIZ VE CEVAPLARINIZ NELER OLABİLİR?
GÜN BATIMINI SEVMENİN GÜCÜNÜ YAKALAMANIZ DİLEĞİYLE;
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

GÖZ YAŞI İLE GELENLER

İnsanlar neden göz yaşı dökerler? Göz yaşı dökebilmenin ruh hali? Göz aşı ülkesi var mı?
KÜÇÜK PRENS KİTABI İLE GELENLER : NE KAVRANILMAZ BİR YER ŞU GÖZ YAŞI ÜLKESİ
Göz yaşlarımız akmasaydı ne olurdu? Göz yaşımıza ne zaman hakim olamayız? Hayatının hiçbir dönemi yok ki insan oğlu göz yaşlarına hakim olamayıp göz yaşlarını dışına doğru akıtmıştır. Öyle bir an gelir öyle bir dalgalanma, öyle bir hakimiyeti elde bırakma noktası gelir ki; ruhunun derinliklerinde akmasına izin veremediği nehri dışarıya akıtmaya başlar insanın kendisi. Belki de her zaman içimizde göz yaşı nehri akıyordur. Çeşitli sebeplerden dolayı içimizde akan ve belki de içimizde aktığı içinde ruhumuzu sterilize eden göz yaşı nehrine öyle bir an geliyor ki hakim olamayıp dışarı akıtıyoruz.
Küçük Prens kitabında çocuğun ifadesi ne harika “ NE KAVRANILMAZ BİR YER ŞU GÖZYAŞI ÜLKESİ” evet siz de bu ülkeyi kavrayamıyor musunuz? Göz yaşı adında bir ülke mi var? Bazı insanlar bu göz yaşı ülkesinin vatandaşı mıdır? Aslında şimdi yazarken aklıma geldi göz yaşı ülkesinin, arınmanın, yıkanmanın, rafine olmanın ülkesinin vatandaşı olmak harika ya tüm ülkelerden göç ettim, tüm ülkelerin kimliklerini bir yerde topladım “GÖZ YAŞI ÜLKESİNDE”
Sizin göz yaşı ülkenizde neler yaşanmaktadır?
Huzurla, keyifle ve kendinize ulaşmanızı sağlayacak göz yaşı ülkesine seyahat etmeniz dileğiyle
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

KÜÇÜK PRENS KİTABI İLE GELENLER EVCİLLEŞTİRMEK

İnsanların bir birini tanıması, birbiri için tek olması, birbirimize gereksinin
duyulması için bir birimizi evcilleştirmek mi gerek. NE DERSİNİZ_?
KÜÇÜK PRENS KİTABI İLE GELENLER EVCİLLEŞTİRMEK
Kitapların hemen hemen hepsi bir görünen yani zahir, bir görünmeyen batını mesajlarla doludur. Bu gerçek yalnız ve yalnız kitaplarda var olan bir gerçek değildir.  Hangi kavram olursa olsun yalnız bilinen ve görünen anlamı dışında en az iki belki üç belki de çoklu anlamı
vardır. İfade edilen her kavramın, duygunun, olgunun ve hatta kullandığımız, dokunduğumuz, gördüğümüz her objenin bildiğimiz, öğrendiğimiz, idrak ettiğimiz anlamı dışında farklı farklı
anlamı vardır.
Neden bu kadar uzun bir giriş yapıldı. Küçük prens kitabında rast gelinen evcil kavramından dolayı. Tilki Küçük Prense beni evcilleştir der ve de Küçük prens evcil nedir?  diye sorar, işte tilkinin evcilleştirme tanımlamasında evcilleştirdiğin şeyleri tanıyabilirsin demesi
evcilelştirme tanımının ötesinde nelerin var olabildiğinin farkına varmak. Evet evcilleştirme
derken evcil hayvanlar geliyor ve de insanlar kendilerine yakına kılmak için hayvanları
evcilleştirir değil mi?
Evcilleştirmenin; birbirine gereksinim duyma olgusunu barındırması
Evcilleştirilen ile evcilleştirme işlemini gerçekleştirenin bir biri için bir tane olması
Yalnız evcileştirdiğimiz şeyleri tanıyabildiğimiz
Dost olmak için tanımak tanımak için zaman ayırmak gerektiği

Evet biz insanların bir birini tanıması, birbiri için tek olması, birbirimize gereksinin duyulması
için bir birimizi evcilleştirmek mi gerek. NE DERSİNİZ_?
Erdemli anla yaşamak dileğiyle, sevgiyle ve huzurla huzurda kalın..

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

Küçük Prens

BİR KİTABA BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN: “Küçük Prens” Antonie de Saint
–Exupery – Cemal Süreyya ve Tomris Uyar çevirisiyle
Merhaba değerli dostlar “Saraysız Başkan” kitabı ile başlatılan – “BİR KİTABA BAŞLARKEN
VE BİR KİTABIN ARDINDAN” paylaşımlarının on beşinci kitap ; “Küçük Prens” Antonie de
Saint –Exupery ile gerçekleştirmeye ne dersiniz?
Küçük Prens adına bakıldığında yüz de yüz çocuk kitabı ve-ya yalnız ve yalnız çocuklar için
yazılmış olarak algılanabilir. Ve belki de bu yüzden yetişkinler okumak için tercih etmeyebilir.
Küçük Prensi okuyan tüm yetişkinler kitabın çok ama çok farklı mesajlar barındırdığını ve
neredeyse her yaş için yazılmış neredeyse bir başucu kitabı olduğunu fark etmiştir.
Kitabı birkaç kez okuyan birisi olarak her defasında kitabı daha önce hiç okumamış gibi
hissederim.
KÜÇÜK PRENS KİTABI İLE GELENLER
Sorumluluk duygusu ile dolu olmak
Gün batımını sevmek
İnsan üzgün olunca gün batımının tadına daha iyi varıyor
Ne kavranılmaz bir yer şu gözyaşı ülkesi

Dünyamızdaki bütün yanardağları süpürmek biz insanların harcı değil. Başımıza dert olmaları
bundandır
Herkesten verebileceği kadarını istemeliyiz
Yönetme biliminin yasaları gereği koşulların uygun düşeceği zamanı kollayacağım
Kendini yargılamak başkalarını yargılamaktan daha güçtür
Kendini beğenmişlerin gözünde herkes bir hayrandır
Şartlar değişti yönetmelik değişmedi
İnsanların arasında da yalnızlık duyulur
Aşağıdan almazsam gerçekten ölmeye kalkardı
Evcil ne demek?

Beni evcilleştirirsen birbirimize gereksinme duyarız. Sen benim için dünyada
bir tane olursun, ben de senin için
Yalnız evcilleştirdiğin şeyleri tanıyabilirsin, insanların tanımaya ayıracak zamanları yok artık
aldıklarını hazır alıyorlar dükkanlardan. Ama dost satan dükkanlar olmadığı için dostsuz
kalıyorlar
Evcilleştirmek için ne yapmalıyım? Çok sabırlı olmalısın
İnsan ancak yüreğiyle baktığı zaman doğruyu görebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez
Gülünü bunca önemli kılan, uğrunda harcadığın zamandır.
Kimse yerinden memnun değildir
Zaten çocuklar ne aradıklarını bilirler
İnsanlar hızlı trenlere biniyorlar ama ne aradıklarını bildkleri yok. Koşuyor, heyecanlanıyor,
dönüp duruyorlar
Gelecek paylaşımımız da kitaba dairleri paylaşmak üzere erdemli anlar yaşayalım
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

KIZGINLIĞI HIZLI AŞMAK

Bir kitaba başlarken ve bir kitabın ardından serisinden olan on dördüncü kitabımız ““tongue fu – sözlü dövüş sanatı “ nın detaylı paylaşılması ile ilgili bir önceki yazımızda bir giriş yapmıştık. Evet ““tongue fu – sözlü dövüş sanatı “kitabının reçeteleri başlığında yer alan
“KIZGINLIĞI HIZLI AŞMAK” ile ilgili birlikte yolculuğumuzu sürdürelim bakalım.
Evet biz insanlar , insanoğlu, hisseden , düşünen , algılayan , üzülen , sevinen canlı varlıklar bırakın peygamber, evliya değiliz veya henüz evliya seviyesine çıkamamış olabiliriz 
Ne demek istiyorsun der gibisiniz? Demek istenen şu evliya olmadığımızdan, evliya olamadığımızdan veya henüz evliya olma yolculuğuna çıkmış olabiliriz ki bu çok iddialı ve de
belki sizleri kızdırdı bile ha işte tamda burada sözü park edelim kızdırdık, kızdınız . Bu olguya neden kızdınız? Bu olgu veya günlük yaşam anlarımızda bazı söylemler, bazı bireylerin
fikirleri bizi kızdırabilir. Bu kızma hallerine nasıl cevap veriyoruz? Kızgınlığa kızgınlıkla yani
ateşe ateşle mi karşılık veriyoruz veya yok canım biraz sakin durup evet bu durum bu kavram
bu insan, bu insanın , bu topluluğun fikirleri beni kızdırdı ve kızmakta da haklıyım da bu
kızgınlık durumunu nasıl yönetebilirim ve de aslında ve aslında bu kızgınlığı nasıl aşabilirim?
…. Evet sizin cevaplarınız nelerdir.?

Cevaplarınız ile birlikte gelecek buluşmamızda

“KIZGINLIĞI HIZLI AŞMAK” olgusunu – yaklaşımını birlikte zenginleştirmek dileğiyle
KIZGINLIĞI SAKİN VE SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE HIZLI AŞABİLME GÜCÜNE VARABİLEMeNİZ
DİLEĞİYLE
Gelecek paylaşımımız da kitaba dairleri paylaşmaya devam etmek üzere erdemli anlar
yaşayalım.
Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®