Yalnızlık

BİR KİTABA BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN:  “YALNIZLIK”

Natalio Grueso

Merhaba değerli dostlar “Saraysız Başkan” kitabı ile başlatılan – “BİR KİTABA

BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN” paylaşımlarının dördüncüsünü

“YALNIZLIK” Natalio Grueso ile gerçekleştirmeye ne dersiniz?

Yalnızlık olgusunun- kavramının-sürecinin sadece edebiyatın konusu olmadığı

psikoloji, sosyoloji, felsefe… vb insana dair tüm konularda yerini aldığının farkındayız.

21 yüzyılda iletişim araçları ve iletişimde olma koşulları artmasına rağmen yalnızlık

olgusu kalabalık içerisinde yalnızlık hissinin yaşanması gittikçe artmaktadır. Bu

kitaptaki yalnızlık olgusu oldukça sıradışı bir yalnızlık vakasını işlemektedir. Aslında

gündelik normal yaşam akışında rastlanılması zor olan insan karakterlerinin sıradışı

yalnızlık yolculukları anlatılmaktadır. Yalnızlığı çoğaltan belki de farklılaştıran Paris,

Buenos Aires, Venedik gibi mekanlar da yalnızlığın yaşanmışlığı.

Kitapla gelenler

 Tüm yalnızların kullandığı bir ifadenin “Hiç kimse benim kadar iyi bilemez

yalnızlığı. Hiç kimse. “ bu kitapta da hem de en başta yer alması

 Kitap reçetesi kavramı : bir başlığa göre kitap yazan bir kimlik

 Düş avcısı

 Şehirden şehire uçarak işlenen yalnızlık

 Yüreğinizin en yalnız noktasına dokunulması

 Bugüne kadar mutlu ettikleriniz ve sizi mutlu kılan insanlar……

Veeee sizin kitapta bulacaklarınız.

Sevgiyle ve huzurla huzurda kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

BİRİ YILIN ARDINDAN : GELENLERE DE TEŞEKKÜRLER – GİDENLERE DE TEŞEKKÜRLER

Merhaba değerli dostlar, yer yüzündeki tüm insanlar merhaba. Belli bir andan sonra mı yıllar kar taneleri gibi hızlıca eriyip gidiyor veya çağa damgasını vuran teknoloji çağında teknoloji işimizi kolaylaştırdı ve bu teknoloji ile daha hızlı hareket edelim diye mi yıllar gün gibi gelip geçiyor? Sebebi ne ise fark etmiyor galiba yılların hızlıca avucumuzun içinden akıp gittiği bir gerçek.

2015 yılının ardından bazı satırları yazarken o yıl oldukça farklı yelpazeden yeni insanlar ve yıllardır görmediğim arkadaşlarımla yollarımın kesiştiği yazmıştım ve çevremdeki insanları dinlerken o insanlarda aynı deneyimi paylaştılar. Bu yıl galiba yıllar önce hayatıma girenler birer birer gittiler. Gidenlere, yollarımızın farklılaştığı insanlara belki ilk anda kızdık, öfkelendik bende aynı şeyi yaptım. Ama sonra teşekkürü keşfettim, gelene teşekkürler, geliş sebebi var. Gidene teşekkürler gelip ve de gitmesi gerektiği için teşekkürler. Birde ve de özde kendime keyif alarak, huzur alarak inandığım Allaha – Yaratıcıya teşekkür ettim.

Hani nasıl derler velhasılı kelam ; 2016 yılında gelenlere de ve gidenlere de teşekkür etmeyi deneyimledim.

Bakalım 2017 yılında daha keyifli ve huzurlu neleri deneyimleyeceğiniz.

Giden 2016 yılınızın ardından deneyimlediklerinizin içindeki huzuru bulmanız ve 2017 yılının deneyimlerinin de sizlere huzur ve mutluluk getirmesi için önce Yaradana, sonra kendimize sonra her kese ve her olguya teşekkür etmeyi dilerim.

Sevgiler

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

BİR KİTABA BAŞLARKEN VE BİR KİTABIN ARDINDAN: ENNEAGRAM İLE KİŞİLİK ANALİZİ: KİŞİLİK ATLASI- Doç.Dr.Uğur BATI

Merhaba değerli arkadaşlar; kitaba başlarken ve bir kitabın ardından yolculuğuna “Saraysız Başkan” ile başlandı ve bu durakta yakın zamanda tamamlanan “ENNEAGRAM ile Kişilik Analizi – Doç.Dr.Uğur Batı” kitabına dair paylaşımlarda bulunmaya çalışacağız.
Zaman zaman kişilik analizi ile ilgili kitaplar okuyoruz ve hatta mesleği kişilik analiz olan değerli uzmanlar-profesyoneller vardır. Aysel Evran’a gelecek olursak önce kendini tanımak, anlamak ve sonrada temasta olduğu bireyleri anlamak-tanımak adına kişilik analizleri ile ilgili kitaplar okur.
Pekiyi ENNEAGRAM kitabı nasıl okunmaya başlandı? ENNEAGRAM kavramı ile ilgili konunun uzmanı Nalan hanım dan ana hatları ile bilgi alışverişinde bulunur bulunmaz ENNEAGRAM kavramı merak edilmeye başlandı, ne isterseniz – talep ederseniz karşılaşırsınız ya Gelişim İstanbul’da bir toplantı öncesinde bir masanın üzerinde duran kitap ile karşılaşıldı işte bu kitap “ENNEAGRAM ile Kişilik Analizi-Doç.Dr.Uğur Batı” idi. Kitap okunmaya başlanır, kitap okunurken internetten İngilizce metinler okunur ve bazı testler yapılır.
Evet bir kitap ENNEAGRAM’da da olduğu gibi yeni okyanuslara doğru bizleri yolculuğa çıkarttı.
Kişilik Analizi – Kişilik Atlası oluşturmaya odaklı “ENNEAGRAM ile Kişilik Analizi-Doç.Dr.Uğur Batı kitabı ile gelenler :
Dokuz kişilik tipi olduğu :
Yardımsever/Şefkatli,
Başarı Odaklı /Motivatör,
Özgün/Bireyci,
Araştırmacı/Gözlemci,
Sadık /Sorgulayıcı,
Maceracı/İstekli,
Meydan Okuyan/Lider,
Barışçı/Uzlaştırıcı,
Mükemmeliyetçi/Reformcu
Bu kişilik tiplerinin temel korkuları, temel arzuları, arayışları, ana savunma mekanizmaları, ikincil dürtüleri, tipik bilişsel yanlışları, üçlü ilişkileri, kaçınılmaz sonuçları, bu tiplerin dünya da ve Türkiye’deki örnekleri,
Türk insanın Enneagramı’nın ilk sırada tip 8 yani Meydan Okuyan/Lider olması ve “Türk insanı mutlulukta kaybolur, acıda bulur kendini” bu bulgu daha detaylı analiz edilmeli NE DERSİNİZ?
Dokuz kişilik tiplerinin bir birleri ile kesişimleri ve bu kişilik tiplerinin gelişimine yönelik özel tavsiyeler,
ENNEAGRAM kavramının Harvard, UCLA, Stanford vb üniversitelerin akademik ders programlarında yer aldığı,
Küresel şirketlerde bu analizlerin uygulandığı ,
Özetin özeti kendini ve iletişimde olduğumuz bireyleri tanıyabilmenin araçlarından birisi olabildiği ……
Sizler için bu kitapta neler öne çıkabilir?
Bir başka kitap okumasında ve paylaşımında bulunmak üzere kitaplarla kalın
Selamlar-sevgiler

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

AİLELER VE ŞİRKETLERİ  – II

Merhaba değerli dostlar ilk buluşmamızda Aile Şirketleri kavramı yerine “Aileler ve Şirketleri” kavramını tercih ettiğimiz konusunda biraz beyin fırtınası yapmaya çalışmıştık. Evet Sizdeki cevaplar neler oldu?
Bu buluşmamızda Aileler ve Şirketlerinin sürdürülebilirliğine dair paylaşımda bulunacağız
Sosyo ekonomik yaşam üzerinde hayati rol oynayan aileler ve şirketlerinin uzun ömürlü olmaları sağlanabilir, uzun ömürlü olabilmeyi gerçekleştirmenin bazı kilometre taşları vardır.
Şirketlerde bireyler gibidir. Nasıl mı? Şirketlerde doğarlar bir anneleri veya babaları yani kurucuları vardır. Kurucular şirketi doğurmanın heyecanında gecesini gündüzüne katarak belki de uykusuz 72 saat çalışarak çocuğunu büyütür. İşte bu çocuk gün gelir delikanlı veya genç bir kız olur. Genç kız ve delikanlı da büyüyerek yeni evlatlara sahip olabilir. Kurucu lider kurduğu şirkete yeni şirketler katabilir. Gün gelir şirkette her canlı gibi ömrünü doldurabilir yani ölebilir. Amma velakin şirketler ölmeyebilir mi? NASIL MI?
Canlılar ölmemek için neslinin devamı için evlat ve torun sahibi olur. Şirketlerinde ölmemesi diğer bir değişle sağlıklı olarak hayatına devam etmesi adına çalışmalar yapması gerekir. Evet gerekir de ne gerekir diye sormaya başladınız. İsterseniz nelerin yapılması gerektiğini gelecek bilgi paylaşımlarımıza bırakalım ve de birlikte ne yapılması gerektiği konusunda beyin fırtınası yapalım.
Gelecek buluşmalarımızda Aileler ve Şirketlerinin uzun ömürlü olmasını sağlayacak sırları paylaşacağız
Sevgiyle kalın

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®

AİLELER VE ŞİRKETLERİ

AİLELER VE ŞİRKETLERİ

Merhabalar değerli dostlar 16 yılı aşkın süredir danışmanlık odağımızın yüzde yetmiş beşini oluşturan Aile Şirketleri kavramını Aileler ve Şirketleri konseptine çevirdik.

Ne farkı var der gibisiniz. Aile Şirketleri; Aileler ve Şirketler olarak önce ayrı ayrı sonra birlikte ele alınırsa Aile Şirketlerine dönüşür. Bizde bu paylaşım serimizde Aileler, Şirketleri, Aileler ve Şirketleri sonrasında Aile Şirketleri odaklı paylaşımlarda bulunacağız.

Evet Aileler ve Şirketleri Paylaşım yolculuğuna hoş geldiniz.

Ebeveynlerin hatırlatmaları dışında ilk emekleme ve ilk adımlarla yürümeye başlamanın zorluğunu ve heyecanını kaç kişi hatırlıyordur.  Ayakta durabilmek ve kendine yetebilmenin de ilk komutları olan ilk adım atışlarımızın zorluğunu ve heyecanını hatırlamak mümkün olmazsa dahi ilkokula başlangıcımızın, iş yaşamının ilk günlerinin zorluğunu ve heyecanını unutmamız ne mümkün.
Aileler aslında ailenin girişimci lideri ilk girişim heyecanını, girişim heyecanından şirketleşmeye doğru gitmenin zorluklarını ne kadar hatırlıyor? Diyelim iyi bir hafızaya sahip ve de ilk günkü heyecanla tüm detayları hatırlıyor tap taze dimağında. Pekiyi hatırladığının ne kadarını şirketi-şirketleri devr edeceği diğer nesillere aktardı.

Bu ilk buluşmamıza isterseniz şu soruları cevaplandırarak başlayalım: Bilgi paylaşımımız bu durağına neden ‘Aileler ve Şirketleri’ adını verdik? ve birlikte nasıl yol alacağız? Ailelerin, aile üyelerinin emekleri, hayalleri, vizyonları ve de belki de ilk anda oldukça mütevazi sermayeleri ile oluşturdukları  şirketlerin tüm dünya da olduğu kadar Türkiye’de de sosyo ekonomik yaşam üzerinde hayati rol oynadıkları için bu durağımızdaki bilgi paylaşımına ‘Aileler ve Şirketleri’ adı verildi.
Aileler ve  şirketleri tüm dünya da ve Türkiye’de sosyo ekonomik yaşam üzerine etkilerinin ne kadar hayati boyutta olduğunu bazı rakamlara şöyle bir bakarak anlayabiliriz.
Aileler tarafından kurulan şirketlerin sayısı dünyadaki tüm işletmelerin % 80’i civarındadır.
ABD’de 18 milyondan fazla işletme hayatını sürdürüyor ve bunların % 90’ından fazlası aileler tarafından kurulup şirketlerdir.
ABD’de de en büyük 500 firmanın üçte biri aileler tarafından kurulan şirketlerdir.
En büyük 100 şirketin; İtalya’da 43’ü, Fransa’da 26’sı, Almanya’da ise 17’si aileler tarafından kurulan  şirketlerdir.
Tüm şirketler içinde aileler tarafından kurulan  şirketlerin oranına baktığımızda ise : İtalya’da tüm şirketlerin % 99’u, Türk şirketlerinin % 90’dan fazlası, Almanya ve Meksika’da % 80’i, Avustralya ve Şili’de % 75’i ailelerin filizlendirdiği şirketler.

EVET ISRARLA NEDEN AİLELERİN FİLİZLENDİRDİĞİ – OLUŞTURDUĞU – TEMELLERİNİ ATTIĞI ŞİRKETLER DİYE TANIMLANMAKTADIR.

GELECEK PAYLAŞIMLARDA BİRLİKTE CEVABINI BULMAK ÜZERE İYİ GÜNLER

Aysel EVRAN

  • Gelişim Ortağınız
  • Stratejik Planlama ve Aile Şirketleri Danışmanı 
  • Masadan sahaya devlet siyaset aile şirket aile ülke üniversite toplum birey yönetimi®
  • Bir Fularlık fark®